EFSAD’da 2013 yılının son fotoğraf etkinliğinde ülkemizde son dönemlerde göç üzerine yapılmış en başarılı çalışmalardan biri yer alıyor. Genç fotoğraf muhabiri Kürşat Bayhan “Evden Uzakta” adlı çaloşmasıyla bizlerle olacak.
Konya, Şanlıurfa, Kastamonu, Çanakkale, Şırnak, Aksaray, Diyarbakır, Erzurum ve Türkiye’nin dört bir yanından adı Rıdvan, Musa, Hayati, Hüseyin, Ali, Faruk, Kadir, Yusuf, Ahmet olan ve memleketinden ayrılarak İstanbul’a göç eden hayatların peşine düşen Bayhan’a kulak verelim: “Yaklaşık beş yıl önce başladığım ‘Evden Uzakta’ projesi, İstanbul’da en fazla göç alan bölgelerden biri olan Eminönü Küçükpazar semtinde yaşayan insanları kapsıyor. Umudunun ve hayallerinin arkasından koşan binlerce kişi zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor buralarda. 1960, 1980 ve 90’lı yıllarda yaşanan göçün ardından dördüncü kuşak diyebileceğimiz bu kitle, eğitimsizlikleri nedeniyle daha çok gündelik işlerde çalışıyor.”
Çalışma ilk yıllarında Vakıfbank-TFMD Yılın Basın Fotoğrafçıları Yarışmasında fotoröportaj dalında birinci oldu. Geçtiğimiz yıl Bursa Fotofest’te “Maket Kitap” ödülü, bu yıl İtalya’da “Yılın Portfolyoları 2013” ödülünü kazandı. Kitabın “Away from home” ismiyle İngilizce yayınlanmasından sonra Japonya’da “Sagamihara Asya Büyük Ödülü”nü kazandı.
Kürşat Bayhan’ın kitabının sunuş yazısını ise dünyaca ünlü Amerikalı kadın fotoğrafçı Mary Ellen Mark yazmış.
Sunum ve söyleşi sonrasında Bayhan kitabını imzalayacak. Tüm fotoğraf severleri bu güzel etkinliğe davet ediyoruz. Katılım ücretsiz olup herkese açıktır.
27 Aralık 2013 Cuma 19:00 Özdilek Sanat Merkezi
Kürşat Bayhan Kimdir?
Kürşat Bayhan 1980 yılında Malatya’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nden 2003 yılında mezun oldu. Aynı yıl Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde sinema bölümünde yüksek lisansa başladı. 2003 yılında profesyonel olarak foto muhabirliğine Zaman Gazetesi fotoğraf servisinde adım atan Bayhan birçok kriz bölgesinde görev yaptı.
Mary Ellen Mark Sunum Yazısı
Nerelisiniz?
Kürşat Bayhan’ın çalışmalarını Bursa’da Eylül 2012’de bir atölyede ders verirken gördüm. Güçlü ve yürek parçalayıcı fotoğrafları beni derinden etkiledi. Bunlar, Anadolu’dan göç ederek İstanbul’a çalışmaya gelen; ailelerinden, topraklarından ve kültürlerinden ayrılan umutsuz insanların öykülerini anlatıyordu.
Fotoğrafların birinde, İstanbul’daki köhne odasında bir adam yatağında oturuyor. Oda karmakarışık. Adamın yüzü, özlemle dışarı baktığı pencereden gelen parlak gün ışığı tarafından aydınlatılmış. Ne düşündüğünü yalnızca hayal edebiliriz. Adam çok üzgün. Adamın elini tutup onu eve götürmek istiyoruz.
Kürşat’ın fotoğrafları belli bir özlem ve nostalji ile ilgili. Erkekler umut dolu birkaç çanta ile geliyor ancak kısa süre sonra yalnız kalıyorlar; başkalarıyla birlikte bir kahvehanede otursalar bile. Yalnız başlarına güvercinleri besliyorlar veya bir pansiyonun dar koridorlarında yürüyorlar. Kentin soğuğunu, yalnızlığı ve fakirliği hissediyoruz; onların umutsuzluğunu hissediyoruz.
Kürşat bizi Anadolu’ya götürüyor. Soğuk ve ıssız olsa da onu ev kılan buranın nostaljik bir güzelliği var. Burası, Fullbright bursu ile Türkiye’nin doğusuna geldiğim zamanlardan, yıllar öncesinden hatırladığım topraklar.
En beğendiğim fotoğraflardan biri, Ardahan’da iki genç kızın yalnız başlarına kirli bir yolda oturup, muhtemelen babalarının onlara kendi seyahatlerinin ve başarılarının bir sembolü olarak, İstanbul’dan aldığı beyaz elbiseleri gururla gösterdikleri fotoğraf.
İstanbul’dayız; göçmenlerin eve döndüklerinde bıraktıkları döşekleri ve halıları görüyoruz.
Bir başka beğendiğim fotoğraf ise yere çizilen bir “x” harfinin yanında yer yatağının olduğu kare. Mutlu bir sokak köpeği yeni bir ev bulmuş, uyuyor.
Kürşat’ın kitabı insanlar ve onların hayatta kalma mücadeleleri ile ilgili görsel olarak güçlü, eşsiz ve güzel anlatılan bir öykü.
Harika bir gazeteci ve gerçek bir hümanist olmasının yanı sıra Kürşat harika bir şair.
Mary Ellen Mark